Ana içeriğe atla
Blogda ki ilk yazıma film atölyesinin çok çalışan ama geçersiz not alan çocuklarından bahsederek giriş yapacağım. Bu isimler arasında yok yok dostum inan bana. Kafanda bir liste oluştur bu adam kesin Oscar almıştır de ve yazının sonuna kadar hayretle bu ödülcüğü alamayan yıldızları otur, oku ve ağla.
İlk olarak hangi yıldızdan başlama mı istersin? O zaman senin kafandaki “ulan bu adam kesin almıştır” dediğin ilk yıldız olan Brad Pitt ile başlamama ne dersin? Tamam dostum yavaşça elinde ki bardağı köşeye bırak ve hayretler içinde açılan o ağzını kapat. Dur dur daha bitmedi yeni başlıyoruz. Tamam sert bir giriş yapmış olabilirim ama gerçekler dostum. Brad Pitt demişken Fight Club filminde ki rolü ile kalbimize taht kuran Edward Norton‘a ne dersin. Sonrasında gelen American History X filmi ile de alamadıysa artık ne diyelim.
Bak dostum sonrasında hangi isim geliyor? Rain Man desem? Evet Tom Cruise‘da bahtsız bedevilerimizden. Peki oyuncular oyuncusu, yıldımız, Hollywood’un sanat güneşi Charlie Chaplin‘inin de bu lanet ödülcüğü alamayanlardan olmasına ne demeli? Şuan cidden sinirlendim ve akademiye bildiğim tüm küfürleri etmeliyim.
Neyse bildiğim küfürleri ardı ardına ettim ve rahatladım artık devam edebilirim. Sırada uçarı kaçarı hareketleri ile tadığımız Jack Sparrow yani Jhonny Deep var. Her ne kadar Karayip Korsanları’nda ki halleriyle tanımış olsakta onu 1990 yapımı Edward Scissorhands  (Makas Eller) filminde ki performansı efsaneler arasındadır.
Ucuz Roman, 6.His ve 12 Maymun’un efsanevi keli desem? Tıpkı benim gibi bir kel olan ve sırf kel olduğu için sempati duyduğum Bruce Willis‘in alamaması kellere yapılan bir ayrımcılıklıktır. Ucuz roman demişken, Uma Thurman ile yapmış olduğu dans sahnesi ile zihinlerimize kazınan John Travolta sadece bu dans sahnesi ile bile bu ödülü almalıydı. Peki hakkında sürekli “bu müslüman mıydı lan?” diye düşünülen ve Ucuz Roman filminde ki cüzdanında yazan “Kötü O.. Ç..” yazısı ile efsanelerimiz arasına giren Samuel L. Jackson‘da Oscar’ı alamayan amcalarımızdan biri.   
Gerçek bir hayat hikayesi olan ve usta yönetmen Steven Spielberg’in yönettiği Schindler List filminde Oscar Schindler rolüne hayat veren Liam Neelson‘da bu kara listede olan ustalardan biri. Veeee uçarı kaçarı rol deyince akla Jhonny Deep’ten bile önce gelen Hollywood’un Demir Adam’ına ne demeli? Mahallenin zübbesi karakteri üzerine yapışan Robert Downey Jr.’dan bahsediyorum evet.  Her ne kadar Oscarlık oyuncu olarak görsem de gerçek Sherlock için yine de bir Benedict Cumberbatch değilsin dostum.
Gary Oldman‘ı listeye almazsam ayıp ederim herhalde. Efsane film Leon’da canlandırdığı psikopat roldeki performansı dahi yeter sanırım. Peki Han Solo ve İndiana Jones? Harrison Ford‘da ödülü alamayanlardan. Son olarak Truman Show ile Salak ile Avanak filmlerindeki performansları ile ön plana çıkan Jim Carrey bu ödülü hak eden abilerimizden biri değil mi? Adamı aday bile yapmamışlar. Hayret verici cidden.

Ah akademi ah! Zararın neresinden dönersen kardır diyor ve aklını başına devşirmeni “şiddetle” tavsiye ediyoruz.     THE END…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Prison Break Dizi İncelemesi

Prison Break Dizi İncelemesi Henüz ilk sezonu yeni bitirmiş olmama rağmen sıcağı sıcağına bu dizi hakkında yazmaya başlamalıyım diye düşündüm ve yazıyorum. Dizi ilk sezonu itibariyle müthiş başarılı bir yapım olduğunu kanıtladı ve böyle bir yapımı izlemeye neden daha önce başlamadım diye hayıflanmadım değil açıkçası. Gelin bu efsane yapımın karakterlerine birlikte göz atalım: Lincoln Burrows Dizinin ana karakterlerinden biri olan Linc’e atılan suçlama ve bu suçlamayı aklama çabaları üzerine bir dizi Prison Break. Müthiş soğukkanlı ve ağır duruşuyla izleyiciye kendisini sevdiren Link idamla yüz yüze ve bu idamdan kurtulmasının iki çıkış noktası var: Kardeşi Michael ve eski sevgilisi Veronica. Michael Scofield Link’in idamdan kurtulması için iki çıkış noktasından biri olan dahi kardeş Scofield bir plan yapar ve hapishaneye girer sonrasında kaçış yollarını arar. Beraberinde kuracağı ekiple Fox River hapisha...